BİRİNCİ GÜN
17-Ekim–2007 Çarşamba
Saat 06.45
Şantiyenin Türk personeli teker teker ofislere doğru ilerliyorlar. Toprak işleri şefi ve formeni park halindeki kamyon ve iş makinelerinin yanına gidiyor. Sanat Yapıları formenleri, yerel mühendislere bakınıyorlar. Günlük talimatlarını verecekler. Proje Müdürü (PM) her sabah olduğu gibi bu hareketleri gözlüyor, gerekli talimatları ve düzeltmeleri yapmaya hazır bekliyor.
Ama yerel personel, mühendisler hariç, hepsi şantiye dış kapısının dışında toplanıyorlar ve şantiyeye girmiyorlar. Sendika yöneticileri işçileri etraflarına topluyor, hararetli bir konuşma başlıyor. Konuşmalar yerel dilde olduğu, İngilizce olmadığı için Türk personel ne konuşulduğunu anlamıyor.
Saat 06.55
Dışarıda toplanan kalabalıktan ayrılan, bazısı sendika yöneticisi üç, dört kişi şantiyeye giriyor, doğruca jeneratör binasına gidip jeneratörü kapatıyorlar ve şalterini söküp alıyorlar.
Eş zamanlı olarak yine bir gurup yerel personel şantiyenin yaşam alanı (kamp) tarafına bulunan yemekhane ve mutfak binasına giriyorlar.
Yemekhane tarafında, henüz kahvaltısını tamamlamış bazı Türk ofis personeli bulunmakta. Sendika yetkilisi ve yerel işçiler, sanki içeride hiç kimse yokmuş gibi yemekhane ve mutfağın kapılarını dışarıdan asma kilitle içerideki insanların üzerine kapatmaya başlıyorlar.
Saat 07.00
Şantiyede elektrik yok, bir saat sonra su kesilecek, şantiyenin dışarısı ile ilişkisi kapılar kilitlenerek kesildi. Eylemcilerin izni olmadan kimse dışarıya çıkamıyor ve içeriye giremiyor.
Saat 07.05
Eylemciler ana dış kapının üzerine bazı dövizler astılar.
Elle yazılmış iri harflerle “OGUZ GO”, “HAKAN GO”, “AHMET GO”.
.................................................
Şantiye Şefi (CM=Construction Manager) Oğuz Çetin, İdari İşler Müdürü Erman Bayram ile birlikte Proje Müdürü (PM=Project Manager) Bayram Ali Cihanoğlu’nun odasında toplandılar. Proje Müd. ne söyledikleri ilk şey,
“...derhal bir polis ekibi çağıralım ve jeneratörün, kapıların açılmasını sağlayalım”
P.M. bu teklifi kabul etmiyor,
“polisin gelmesi bu adamları daha da tahrik eder ve işimiz zorlaştırır”.
Böylece, sonu ne zaman geleceği belli olmayan karşılıklı bir bekleme başladı.
İş başı yapmayan işçiler ve sendika yöneticileri şantiye dışında ve hemen kapının önünde, proje müdürü, şantiye şefi, idari işler müdürü proje müdürünün odasında, diğer Türk personel de gerek kendi ofislerine gerek diğer ofislerde toplanıp beklemeye başladılar.
Saat 08.00 civarı.
Teknik ofis şefi Tunay, P.M.in odasına gelerek durumun “hiç de hoş olmadığı” konusunda uyarıda bulunarak polis çağrılmasını talep etti.
“polisin gelmesi bu adamları daha da tahrik eder ve işimiz zorlaştırır”.
Şeklindeki cevap P. M. tarafından tekrarlandı.
Saat 09.00 civarı.
Bekleme devam ediyor. P.M.,
“işçiler tarafından bana herhangi bir talep gelmedi, kimse bu olanlardan beni bilgilendirmedi, ben de kapıya gidip onlara herhangi bir şey sormayacağım”
Dedi ve şantiye şefi, idari işler müdürü, mali işler şefi bu konuda P.M. ne tam destek verdiler.
..................................................................
Proje Koordinatörü Mustafa Taylan, İdari İşler Müdürü Erman Bayram’ı odasına çağırdı ve “kendisine neden bilgi verilmediğini” azarlayarak sordu.
İdari müdür olanları anlattı ve gerekli bilginin Prj. Müd. ne verildiğini söyledi.
“Ayrıca zaten her türlü olay ve bilgiyi, şu anda görüldüğü gibi zaten Şevket bey (koordinatörün eniştesi) ve Tunay bey (teknik ofis şefi) detaylı olarak size an be an aktarılmaktadır”.
Mustafa Bey, bu cevap üzerine o sırada kapısını önünden geçmekte olan Şantiye Şefini de içeriye çağırarak, önündeki müsvedde kâğıda bu konuda şantiye idaresinin (yani Prj. Müd., Şant.Şefi, İdari İşler Müd.nün) sorumlu olduğunu, eksik ve kusurlu olduğunu çizimleriyle desteklemeye çalışarak anlatmaya başladı.
Şantiye Şefi,
“durum sizin anlattığınız gibi değil, eksik, yanlış ve taraflı bilgilendirilmişsiniz”
Diyerek, sorunu ve sebeplerini Prj. Koor.ne kısaca özetledi.
Proje Koor. Bu açıklamaya tek cümle ile cevap verdi,
“Hadi bakalım büyük şefler görelim nasıl çözeceğinizi”
İdari İşler Müd. ve Şantiye Şefi, koordinatörün odasından çıkarak P.M.in odasına geri döndüler.
Saat 09.30 civarı.
P.M. Bayram Bey, şantiye işçi sendikasının bağlı olduğu Kaduna ili sendikaların bağlı olduğu örgütün sekreterini çağırdığını söyledi.
“Ama, adam PW (bir diğer yabancı inşaat firması-İrlanda orijinli)’de toplantıdaymış yarım saat kadar sonra gelecek” Dedi.
Saat 10.00 civarı.
Bekleyiş devam ediyor.
P.M., yerel ortak tarafından atanmış olan Genel Müdür Yardımcısı (D.M.D.) Caferbaba’yı telefonla arayarak olaylardan bahsetti ve en kısa zamanda şantiyeye gelmesi gerektiğini ısrarla söyledi.
Sendikaların genel sekreteri şantiyeye geldi. P.M.,
“tekrar toplantıya dönmek mecburiyetindeymiş, ama 11.30 da bize dönecek, durumu adama özetledim” dedi.
Saat 11.00 civarı.
Bekleyiş devam ediyor. Sular akmıyor, elektrik olmadığı için klimalar çalışmıyor. Hava sıcak, ofislerde durmak bunaltmaya başladı.
Toprak işleri şefi muhasebeden para istedi. Karısının sancıları gelmeye başlamış.
Ama doğuma daha on gün kadar olduğunu söylüyorlardı.
Saat 11.30 civarı.
Toprak İşleri Şefi acilen bir araç istedi. Hastaneye gitmek zorundalar. Sancılar şiddetli ve sık gelmeye başlamış.
Herkes telaşlandı. Araçlar şantiye tarafında, kamp tarafına geçmek ise şu anda mümkün görünmüyor.
Kamp tarafında bir pikap bulundu. Hamile kadını ona bindirdiler. İdari Müdür Erman ile Toprak İşleri Şefi Cumhur ve hamile karısı kapıdan çıkamıyorlar. Eylemciler kilidi açmıyor.
Sancılar sıklaştı ve şiddeti arttı.
Cumhur, telefonla Isaac Sani’yi arıyor. Isaac Sani toprak işleri kısmında çalışan bir excavator operatörü ve aynı zamanda sendikanın da sekreterliğini yapıyor. Cumhur, kendi altında çalıştırdığı bu operatöre birazda yalvarırcasına durumun aciliyetini anlatarak ve lütfen diyerek kapı kilidinin açılmasını istiyor. Isaac yanında bir gurup işçi ile kapının önüne geliyor, kilidi açarak aracın dışarı çıkmasına müsaade ettikten sonra tekrar önünde duruyorlar ve aracın içine bakarak durumun söylendiği gibi olup olmadığını kontrol ediyorlar. İkna oluyorlar ve aracın gitmesine müsaade ediyorlar.
Sendika genel sekreteri söz verdiği zamanda şantiyeye geldi. Şantiye işçi sendikası yönetim kurulu ile birlikte toplantıya girdiler.
İdari İşler Müd. Erman’ın odasında Şantiye Şefi Oğuz, Muhasebe Sorumlusu Murat değerlendirme yapıyorlar.
Murat PM. in toplantıya girdiğini ve yalnız bırakılmaması gerektiğini söyledi.
Şant. Şefi,
“bize haber vermedi ama” dedi.
Murat telefonla PM. i arayarak “bizimde gelmemiz uygun olur diye düşünüyoruz abi” dedi.
PM. “gerek yok, adamları kışkırtmayalım” diyerek yanına kimseyi almayacağını söyledi.
Saat 12.30 civarı.
Prj. Koor., Mustafa bey, Teknik Ofis Şefi Tunay ve arabasını istedikleri toprak işleri formeni Ahmet ile birlikte kamp tarafındaki kapının kilidini çekiçle kırarak dışarıya çıkıyorlar. Önlerini kesen işçi gurubuyla tartışıyorlar.
Bahaneleri doğum yapacak hasta için hastaneye gitmek.
İşçiler, kamp tarafından yeni bir çıkışı engellemek için tekerlekli bir ofis konteynırını kapının önüne çekerek getiriyorlar ve giriş çıkışı tamamen engelliyorlar.
.................................................
Türk personelin bir kısmı ofislerde beklerken, bazıları da evlere gidiyorlar.
Saat 15.30 civarı.
P.M. in sendikacılarla toplantısı bitiyor.
İşçiler jeneratörün çalıştırılmasına müsaade ediyorlar, yemekhane ve mutfak kapılarını açıyorlar.
Prj. Koor., Mustafa Bey ve Teknik Ofis Şefi Tunay Bey açılan kapılardan içeriye girerek yemekhaneye geliyorlar.
Türk personel yemekhanede toplanıyor.
P.M. Yemekhaneye gelerek Prj. Koor. Ve Türk personele toplantıyı anlatıyor,
“toplantıda yalnız kaldım, bir tek Mustafa (atölye formeni) vardı yanımda ama o da İngilizce bilmiyor ki...”
Prj. Koor., ters ters Şant. Şefi Oğuz’a bakıyor.
P.M. “ilk defa tükürdüğümü yaladım” diyor.
Mutfak çalışanlarından Tonya atıldığı işine geri alınmış.
İşçiler çalışma saatleri konusundaki iddialarını sürdürmüşler ve kabul ettirmişler. Buna göre; Çalışmaya sabah saat 7.00 da başlayacaklar ve saat 16.00 (fazla mesai olursa 18.00)’da bitirecekler. Ama işe başladıkları ve bitirdikleri yer şantiye olacak. Bu şu anlama geliyor. Yine eskisi gibi saat 07.00’de şantiyede işe başlamış olacaklar. Bu saatte servis arabaları ile araziye gidecekler. Saat 18.00 şantiyede paydos etmek için de arazide, yaklaşık saat 17.00’de işi bırakıp servis araçları ile şantiyeye dönecekler. Saat 18.05’te hareket eden şehir servisine binip gidecekler.
Türk personel yarın sabah işe başlamak için yemekhaneden dağılıyor.
Saat 18.00 civarı.
Hastaneden haber geldi. Doğum sorunsuz olmuş, bir erkek.
Şantiyedekiler seviniyor. Bu moral verici bir gelişme.
Gece sakin geçiyor.
17-Ekim–2007 Çarşamba
Saat 06.45
Şantiyenin Türk personeli teker teker ofislere doğru ilerliyorlar. Toprak işleri şefi ve formeni park halindeki kamyon ve iş makinelerinin yanına gidiyor. Sanat Yapıları formenleri, yerel mühendislere bakınıyorlar. Günlük talimatlarını verecekler. Proje Müdürü (PM) her sabah olduğu gibi bu hareketleri gözlüyor, gerekli talimatları ve düzeltmeleri yapmaya hazır bekliyor.
Ama yerel personel, mühendisler hariç, hepsi şantiye dış kapısının dışında toplanıyorlar ve şantiyeye girmiyorlar. Sendika yöneticileri işçileri etraflarına topluyor, hararetli bir konuşma başlıyor. Konuşmalar yerel dilde olduğu, İngilizce olmadığı için Türk personel ne konuşulduğunu anlamıyor.
Saat 06.55
Dışarıda toplanan kalabalıktan ayrılan, bazısı sendika yöneticisi üç, dört kişi şantiyeye giriyor, doğruca jeneratör binasına gidip jeneratörü kapatıyorlar ve şalterini söküp alıyorlar.
Eş zamanlı olarak yine bir gurup yerel personel şantiyenin yaşam alanı (kamp) tarafına bulunan yemekhane ve mutfak binasına giriyorlar.
Yemekhane tarafında, henüz kahvaltısını tamamlamış bazı Türk ofis personeli bulunmakta. Sendika yetkilisi ve yerel işçiler, sanki içeride hiç kimse yokmuş gibi yemekhane ve mutfağın kapılarını dışarıdan asma kilitle içerideki insanların üzerine kapatmaya başlıyorlar.
Saat 07.00
Şantiyede elektrik yok, bir saat sonra su kesilecek, şantiyenin dışarısı ile ilişkisi kapılar kilitlenerek kesildi. Eylemcilerin izni olmadan kimse dışarıya çıkamıyor ve içeriye giremiyor.
Saat 07.05
Eylemciler ana dış kapının üzerine bazı dövizler astılar.
Elle yazılmış iri harflerle “OGUZ GO”, “HAKAN GO”, “AHMET GO”.
.................................................
Şantiye Şefi (CM=Construction Manager) Oğuz Çetin, İdari İşler Müdürü Erman Bayram ile birlikte Proje Müdürü (PM=Project Manager) Bayram Ali Cihanoğlu’nun odasında toplandılar. Proje Müd. ne söyledikleri ilk şey,
“...derhal bir polis ekibi çağıralım ve jeneratörün, kapıların açılmasını sağlayalım”
P.M. bu teklifi kabul etmiyor,
“polisin gelmesi bu adamları daha da tahrik eder ve işimiz zorlaştırır”.
Böylece, sonu ne zaman geleceği belli olmayan karşılıklı bir bekleme başladı.
İş başı yapmayan işçiler ve sendika yöneticileri şantiye dışında ve hemen kapının önünde, proje müdürü, şantiye şefi, idari işler müdürü proje müdürünün odasında, diğer Türk personel de gerek kendi ofislerine gerek diğer ofislerde toplanıp beklemeye başladılar.
Saat 08.00 civarı.
Teknik ofis şefi Tunay, P.M.in odasına gelerek durumun “hiç de hoş olmadığı” konusunda uyarıda bulunarak polis çağrılmasını talep etti.
“polisin gelmesi bu adamları daha da tahrik eder ve işimiz zorlaştırır”.
Şeklindeki cevap P. M. tarafından tekrarlandı.
Saat 09.00 civarı.
Bekleme devam ediyor. P.M.,
“işçiler tarafından bana herhangi bir talep gelmedi, kimse bu olanlardan beni bilgilendirmedi, ben de kapıya gidip onlara herhangi bir şey sormayacağım”
Dedi ve şantiye şefi, idari işler müdürü, mali işler şefi bu konuda P.M. ne tam destek verdiler.
..................................................................
Proje Koordinatörü Mustafa Taylan, İdari İşler Müdürü Erman Bayram’ı odasına çağırdı ve “kendisine neden bilgi verilmediğini” azarlayarak sordu.
İdari müdür olanları anlattı ve gerekli bilginin Prj. Müd. ne verildiğini söyledi.
“Ayrıca zaten her türlü olay ve bilgiyi, şu anda görüldüğü gibi zaten Şevket bey (koordinatörün eniştesi) ve Tunay bey (teknik ofis şefi) detaylı olarak size an be an aktarılmaktadır”.
Mustafa Bey, bu cevap üzerine o sırada kapısını önünden geçmekte olan Şantiye Şefini de içeriye çağırarak, önündeki müsvedde kâğıda bu konuda şantiye idaresinin (yani Prj. Müd., Şant.Şefi, İdari İşler Müd.nün) sorumlu olduğunu, eksik ve kusurlu olduğunu çizimleriyle desteklemeye çalışarak anlatmaya başladı.
Şantiye Şefi,
“durum sizin anlattığınız gibi değil, eksik, yanlış ve taraflı bilgilendirilmişsiniz”
Diyerek, sorunu ve sebeplerini Prj. Koor.ne kısaca özetledi.
Proje Koor. Bu açıklamaya tek cümle ile cevap verdi,
“Hadi bakalım büyük şefler görelim nasıl çözeceğinizi”
İdari İşler Müd. ve Şantiye Şefi, koordinatörün odasından çıkarak P.M.in odasına geri döndüler.
Saat 09.30 civarı.
P.M. Bayram Bey, şantiye işçi sendikasının bağlı olduğu Kaduna ili sendikaların bağlı olduğu örgütün sekreterini çağırdığını söyledi.
“Ama, adam PW (bir diğer yabancı inşaat firması-İrlanda orijinli)’de toplantıdaymış yarım saat kadar sonra gelecek” Dedi.
Saat 10.00 civarı.
Bekleyiş devam ediyor.
P.M., yerel ortak tarafından atanmış olan Genel Müdür Yardımcısı (D.M.D.) Caferbaba’yı telefonla arayarak olaylardan bahsetti ve en kısa zamanda şantiyeye gelmesi gerektiğini ısrarla söyledi.
Sendikaların genel sekreteri şantiyeye geldi. P.M.,
“tekrar toplantıya dönmek mecburiyetindeymiş, ama 11.30 da bize dönecek, durumu adama özetledim” dedi.
Saat 11.00 civarı.
Bekleyiş devam ediyor. Sular akmıyor, elektrik olmadığı için klimalar çalışmıyor. Hava sıcak, ofislerde durmak bunaltmaya başladı.
Toprak işleri şefi muhasebeden para istedi. Karısının sancıları gelmeye başlamış.
Ama doğuma daha on gün kadar olduğunu söylüyorlardı.
Saat 11.30 civarı.
Toprak İşleri Şefi acilen bir araç istedi. Hastaneye gitmek zorundalar. Sancılar şiddetli ve sık gelmeye başlamış.
Herkes telaşlandı. Araçlar şantiye tarafında, kamp tarafına geçmek ise şu anda mümkün görünmüyor.
Kamp tarafında bir pikap bulundu. Hamile kadını ona bindirdiler. İdari Müdür Erman ile Toprak İşleri Şefi Cumhur ve hamile karısı kapıdan çıkamıyorlar. Eylemciler kilidi açmıyor.
Sancılar sıklaştı ve şiddeti arttı.
Cumhur, telefonla Isaac Sani’yi arıyor. Isaac Sani toprak işleri kısmında çalışan bir excavator operatörü ve aynı zamanda sendikanın da sekreterliğini yapıyor. Cumhur, kendi altında çalıştırdığı bu operatöre birazda yalvarırcasına durumun aciliyetini anlatarak ve lütfen diyerek kapı kilidinin açılmasını istiyor. Isaac yanında bir gurup işçi ile kapının önüne geliyor, kilidi açarak aracın dışarı çıkmasına müsaade ettikten sonra tekrar önünde duruyorlar ve aracın içine bakarak durumun söylendiği gibi olup olmadığını kontrol ediyorlar. İkna oluyorlar ve aracın gitmesine müsaade ediyorlar.
Sendika genel sekreteri söz verdiği zamanda şantiyeye geldi. Şantiye işçi sendikası yönetim kurulu ile birlikte toplantıya girdiler.
İdari İşler Müd. Erman’ın odasında Şantiye Şefi Oğuz, Muhasebe Sorumlusu Murat değerlendirme yapıyorlar.
Murat PM. in toplantıya girdiğini ve yalnız bırakılmaması gerektiğini söyledi.
Şant. Şefi,
“bize haber vermedi ama” dedi.
Murat telefonla PM. i arayarak “bizimde gelmemiz uygun olur diye düşünüyoruz abi” dedi.
PM. “gerek yok, adamları kışkırtmayalım” diyerek yanına kimseyi almayacağını söyledi.
Saat 12.30 civarı.
Prj. Koor., Mustafa bey, Teknik Ofis Şefi Tunay ve arabasını istedikleri toprak işleri formeni Ahmet ile birlikte kamp tarafındaki kapının kilidini çekiçle kırarak dışarıya çıkıyorlar. Önlerini kesen işçi gurubuyla tartışıyorlar.
Bahaneleri doğum yapacak hasta için hastaneye gitmek.
İşçiler, kamp tarafından yeni bir çıkışı engellemek için tekerlekli bir ofis konteynırını kapının önüne çekerek getiriyorlar ve giriş çıkışı tamamen engelliyorlar.
.................................................
Türk personelin bir kısmı ofislerde beklerken, bazıları da evlere gidiyorlar.
Saat 15.30 civarı.
P.M. in sendikacılarla toplantısı bitiyor.
İşçiler jeneratörün çalıştırılmasına müsaade ediyorlar, yemekhane ve mutfak kapılarını açıyorlar.
Prj. Koor., Mustafa Bey ve Teknik Ofis Şefi Tunay Bey açılan kapılardan içeriye girerek yemekhaneye geliyorlar.
Türk personel yemekhanede toplanıyor.
P.M. Yemekhaneye gelerek Prj. Koor. Ve Türk personele toplantıyı anlatıyor,
“toplantıda yalnız kaldım, bir tek Mustafa (atölye formeni) vardı yanımda ama o da İngilizce bilmiyor ki...”
Prj. Koor., ters ters Şant. Şefi Oğuz’a bakıyor.
P.M. “ilk defa tükürdüğümü yaladım” diyor.
Mutfak çalışanlarından Tonya atıldığı işine geri alınmış.
İşçiler çalışma saatleri konusundaki iddialarını sürdürmüşler ve kabul ettirmişler. Buna göre; Çalışmaya sabah saat 7.00 da başlayacaklar ve saat 16.00 (fazla mesai olursa 18.00)’da bitirecekler. Ama işe başladıkları ve bitirdikleri yer şantiye olacak. Bu şu anlama geliyor. Yine eskisi gibi saat 07.00’de şantiyede işe başlamış olacaklar. Bu saatte servis arabaları ile araziye gidecekler. Saat 18.00 şantiyede paydos etmek için de arazide, yaklaşık saat 17.00’de işi bırakıp servis araçları ile şantiyeye dönecekler. Saat 18.05’te hareket eden şehir servisine binip gidecekler.
Türk personel yarın sabah işe başlamak için yemekhaneden dağılıyor.
Saat 18.00 civarı.
Hastaneden haber geldi. Doğum sorunsuz olmuş, bir erkek.
Şantiyedekiler seviniyor. Bu moral verici bir gelişme.
Gece sakin geçiyor.